8 Ocak 2016 Cuma

Bilinmeyenler

        Bugün gelen maillerde,hem şaşırdığım hem mutlu olduğum bir yazı vardı.Dedemin kız kardeşinin torunu  senin halanın torunu babam.Avusturalya"dan yazmış.Sana yazdığım mektuplardan ulaşmış bana.Uzun uzun yazmış,çocukluğundan bahsetmiş.Dedemin evinde sizlerle geçirdiği anılarından.Sonra uzun yıllar geçmiş.Aramış.Birçok akrabamıza ulaşmış ve görüşmüş Mersin"de Yıldız Halamın çocuklarınla tanışmış..Bilirsin gurbet adamı dağıtır.Herkes bir yerlere göçüp yapışır hayatın bir kıyısına.Bir şeylere tutunur.Bu tutunuş meşakatli ve uzundur.Bundan dolayı insan uzaklaşır insandan.Fakat bir gün,bir sebep sunar Allah ve yollar yine kesişir.
        Maildeki satırları heyecanla okudum.Dünyanın bir ucu ve ucunda yine sen.Sana duyduğu sevgi ve saygıdan bahsetmiş.Okurken çok da grurlandım..Davet ettim Türkiye"ye.Evime.Hoşuma gidiyor seni bilenlerden, bilmediklerimi öğrenmek.Mesela ben senin çocukken hangi sokak oyunlarını oynardın bilmiyorum.Meşeleri yutarmıydın,,yutulur muydun.Körebede yakalarmıydın,yakalanırmıydın.Şimdilerin değimiyle ilkokulda kankan var mıydı.Bir keresinde çocukluğuna duyduğun özlemden bahsetmiştin.Sesin daha da çatallaşmıştı.Bugün gibi aklımda.Neydi o özlemler bilmek istiyorum.Ben de çocukluğuna hasret çocuğum baba.Orda sen vardın.Kokun,sesin,nefesin vardı.Saçlarımı okşayan ellerin,her görev dönüşü yuvaya gelen ayakların ve kalbimi tepeleme doyuran sevgin vardı.DUAN vardı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder